Marka Kavramı ve Markanın Hükümsüzlüğü

  • Yayınlandı:
  • 7 dakika okuma
  1. Marka Kavramı

6769 Sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 4’üncü maddesinde:

Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerin diğer teşebbüsün mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.”

Şeklinde marka kavramı dolaylı olarak hükme bağlanmıştır.

  1. Markanın Temel Unsurları

Kanun maddesinden anlaşıldığı üzere markanın üç temel unsuru bulunmakta olup, bu unsurlardan ilki bir işaretin varlığıdır. SMK 4. Maddesinde de ifade edildiği üzere marka sözcükler, şekiller, harfler, sesler gibi her türlü işaretten oluşabilir.

Markanın bir diğer unsuru, kullanılan işaretin ayırt edici niteliğe sahip olmasıdır. Ayırt edicilik ile kastedilen, bir işaretin öncelikle bir teşebbüsün mal veya hizmetini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetinden ayırt etmesi gerekliliğidir.

Marka olabilecek işaretlerin düzenlendiği SMK 4. Maddesinde sicilde gösterilebilir olma unsuru da belirtilmiştir. Bilindiği üzere marka koruması tescil yoluyla elde edilir. Sesler, kokular gibi işaretlerin de marka olabileceğinin açık bir şekilde belirtilmiş olması karşısında işaretlerin sadece gözle değil başka duyu organlarıyla da algılanabileceği kabul edilmektedir. Bunun bir sonucu olarak marka olabilecek işaretlerin sicilde gösterilmeleri de ilgili duyu organlarının algısı doğrultusunda yapılacaktır.

  1. Markanın Hükümsüzlüğü – Mutlak Ret Nedenleri

Marka hukukunda hükümsüzlük tescil edilmiş bir markanın, gerekli koşullara sahip olmaması nedeniyle iptal edilmesini, geçersiz kılınmasını ifade etmektedir. Markanın hükümsüzlük hâllerinin düzenlendiği SMK 25. Maddesinde:

5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir

Şeklinde aynı Kanun’un 5. maddesinde tahdidi olarak düzenlenen mutlak ret sebeplerine de atıf yapılmıştır. Mutlak ret sebepleri kamu düzenine ilişkin olup, Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) ve mahkemelerce re’sen dikkate alınmaktadır. SMK 5. Maddesinde hükümsüzlük sebebi olarak sayılan mutlak ret sebepleri aşağıdaki gibidir:

  • Marka olma niteliği bulunmayan işaretler
  • Herhangi bir şekilde ayırt edici niteliği bulunmayan işaretler
  • Mal veya hizmetin özelliklerini içeren işaretler
  • Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler
  • Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaretler
  • Malın özgün yapısına, teknik zorunluluğuna ilişkin şekli ya da başka bir özelliği içeren işaretler
  • Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler
  • Paris Sözleşmesi’nin 2. mükerrer 6. maddesine göre reddedilecek işaretler
  • Paris Sözleşmesi’nin 2. Mükerrer 6. maddesi kapsamı dışında kalan ve belli bazı özellikleri haiz işaretler
  • Dinî değerleri veya sembolleri içeren işaretler
  • Kamu düzenine veya genel ahlâka aykırı işaretler
  • Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretler
  1. Mutlak Ret Sebeplerinden Kaynaklanan Hükümsüzlük Hallerinin İstisnaları

Mutlak ret nedenlerine ilişkin istisnalar SMK 5. Maddesinin 2 ve 3. fıkralarında düzenlenmiştir. SMK 5/2 Sayılı maddesinde:

Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.”

Şeklinde kullanım sonucu ayırt edicilik kazanmış olan markaların tescil edilebilmesine imkân tanınmıştır. Ancak burada markanın kullanımı ile kastedilen alelade bir kullanım değil, markaya ayırt edicilik vasfı kazandıracak yoğunlukta bir kullanımdır.

Mutlak tescil engellerine ilişkin getirilmiş olan bir diğer istisna, SMK 5/3 sayılı maddesinde:

Bir marka başvurusu, önceki marka sahibinin başvurunun tesciline açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı belgenin Kuruma sunulması hâlinde birinci fıkranın (ç) bendine göre reddedilemez. Muvafakatnameye ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

Şeklinde hüküm altına alınmıştır. SMK 5/1-ç maddesinde aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretlerin tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. Ancak SMK 5/3 sayılı maddesi ile bir markanın bir kişi adına tescilli iken başka bir kişi adına da tescil edilebileceği öngörülmüştür.

Bahsi geçen muvafakatnamenin geçerlilik şartları SMK Yönetmeliği 10. Maddesinde belirtilmiştir.  İlgili maddede muvafakatnamenin Kurum tarafından geçerli kabul edilen imzalı form şeklinde düzenlenmesi ve noter tarafından onaylanması gerektiği belirtilmiştir.

  1. Markanın Hükümsüzlüğü – Nispi Ret Nedenleri

Nispi ret nedenleri, mutlak ret nedenlerinden farklı olarak kamu düzenine ilişkin olmayıp, üçüncü kişilerin üstün haklarının varlığı iddiasına dayanmaktadır. Bu nedenle nispi ret nedenlerinin TPMK tarafından re’sen dikkate alınabilmeleri mümkün değildir. SMK 6. Maddesinde belirtilen nispi ret nedenleri aşağıdaki gibidir:

  • Tescil için başvurusu yapılmış markanın tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvuru yapılmış markayla aynı veya benzer olması ve bu markaların aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsaması ve halk tarafından karıştırılma ihtimali olması
  • Marka sahibinin ticari vekili veya temsilcisi tarafından izin alınmadan ve haklı bir sebebe dayanmaksızın marka başvurusu yapılması
  • Tescilsiz veya ticarette kullanılan bir işaretin hak sahibinin itiraz etmesi
  • Tescilsiz veya ticarette kullanılan bir işaretin hak sahibinin itiraz etmesi
  • Tanınmış bir markanın sahibinin aynı veya benzer bir marka başvurusuna bazı koşulların varlığı halinde itiraz etmesi
  • Markanın başkasına ait isim, ticaret unvanı, fotoğraf, telif hakkı veya herhangi bir fikrî mülkiyet hakkını kapsaması
  • Belli bir süre içinde yenilenmemiş ortak markanın veya garanti markasının aynı veya benzerinin tescilinin talep edilmesi
  • Belli bir süre yenilenmemiş tescilli markanın aynı veya benzerinin tescilinin talep edilmesi
  • Marka başvurusunun kötüniyetle yapılması
  1. Sessiz Kalma Yolu ile Hak Kaybı

SMK 25/6 sayılı maddesinde:

Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.”

Şeklinde hüküm altına alındığı üzere önceki tarihli marka sahibinin, sonraki tarihli kullanımı bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma beş yıl kesintisiz olarak sessiz kalması durumunda, sonraki tarihli kullanımların bir hak noktasına gelmesine rıza gösterdiği kabul edilecektir.

Daha fazla bilgi için bize ulaşabilirsiniz.